Hasta kabul bölümünden 18 numaralı sırayı aldım klinik önünde sıramı bekliyorum. Burada yeri gelmişken ifade edeyim ki bir çok vatandaşımızdan bahse konu olan doktor hanımdan yana çok serzeniş ve şikayet aldığımda bu kadar da olmaz diyor, bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünüyordum ancak yaşadıklarımı görünce kendilerine hak verdim.
Bir-iki-üç derken adımız çağrıldı içeriye buyur edildik. Doktor hanıma dişimin çok ağrıdığını çekilmesini istediğimi ifade etmem üzerine bana koltuğa oturmamı söyledi. Koltuğa oturdum. Görsel muayene etmesinin ardından Röntgen filmimin çekilmesini istedi. Odadan çıktım, ikinci katta bulunan Röntgen bölümüne gittim, röntgenim çekildi ve benim doktor hanımın yanına gitmem söylendi. Aşağıya indim sıramı bekliyorum. İsmim anons edildi, içeriye girdim. Doktor hanım yeniden koltuğa oturmamı söyledi. Diş çekimi operasyonum başlıyordu ve doktor hanım elinde morfin şırıngası ile geldi ve ağzımı açmamı morfin enjekte edeceğini söyledi.
Ancak bir gariplik vardı zira daha öncede gerek hastanede gerekse özel kliniklerde diş çekimi yaptırdığımda morfin iğnesinin acısını duymamak adına diş köküne ve diş etine sprey uyuşturucu sıkılması sonrasında morfin vuruluyordu. Bu kez usul farklıydı!!!...
Doktor hanıma morfin iğnesinin acısını duymayayım diye sprey sıkmasını söylediğimde doktor hanım; “ beyefendi o spreyi biz bebeklere ve çocukları acı hissetmesinler diye sıkıyoruz, BURASI DEVLET HASTANESİ! ” sözleri ile muhatap olduk. BİLMİYORDUK ÖĞRENDİK!!!
Yahu bebeğin, çocuğun canı yanıyor da biz yaşlıların derisi kayış mı oldu da acı hissetmeyeceğiz? Zaten akşamdan sabahı zor etmişim, ağrılar nedeni ile moral motivasyonum ekside, birde doktor hanımın bu tür tutum ve davranışı beni hepten demoralize etti. Bu sözler karşısında ilk algıladığım; " işine gelirse burada bu kadar hizmet alabilirsin, beğenmiyorsan kalk git" oldu. Ki doktor hanımın bazı hastalarına bizzat ; “ isterseniz özele gidebilirsiniz” yönünde bazı hastalarımızın şikayetlerine muhatap olmuştum.
Bende tedaviyi reddettim ve hastaneden ayrılarak dışarıda özel bir diş kliniğine müracaat ettim. Muayeneden sonra orada da röntgen çekildim, ve dişimin çekilmesinden yana olduğumu ifade ettim. Bayan doktor uyuşturucu spreyi sıktı, akabinden morfin vurdu ve 2 dakika sonra uyuştuğunun tespit edilmesi sonrasında ağrıyan dişim çekildi ve böylece büyük ağrıdan kurtulmuştum, rahatladım. Kendisine teşekkür edip istenilen 1000 tl ücreti ödedim ve klinikten ayrıldım.
Şimdi gelelim konumuzun özüne...
Bildiğimiz üzere devlet, hizmet kadrolarında görev alan memurların daha özverili ve başarılı olmaları adına zaman zaman farklı uygulamalara girerek bazen Performans bazen hasta sayısı Vs. uygulamalarını hizmete sokuyor. Doğrudur yanlıştır tartışılır şimdilik bunu konumuzun dışında tutuyorum.
Hendek Devlet Hastanesi ne zahmetle ne şartlarda ne zorluklarla kuruldu süreci çok iyi biliyorum. Gelen doktorların yönetimden kaynaklı rahatsızlıklarını, memnuniyetsizliklerini , personelin de mobing uygulamaları nedeni ile verimli çalışamadıklarına şahitlik ettik etmeye de devam ediyoruz. Tabi görevini hakkıyla yapan hastane personelini tenzih ediyorum.
Ancak günümüzde varlık içinde yokluk yaşadığımızı görmekten de büyük hicap duyuyorum. Sözlerimi yaşadığım bir anektodla bitirmek isterim.
Yıl 2012... Mide ağrısı çekilmez boyutta. Endoskopi olmak sureti ile hastalığımın teşhisinin netlik kazanacağı söylendi. Bende Sakarya Araştırma Hastanesi Endoskopi biriminden randevü aldım, Endoskopim yapıldı, gelen biyopsi sonucumda mide kanseri olduğum yönündeydi ve acil ameliyat olmam ifade edildi.
Ameliyat günümü aldım ve 6,5 saatlik ameliyat sürem sonunda servise alındım. Ertesi gün beni ameliyat eden hocamız Fatih Altıntoprak ( ŞU AN İTİBARI İLE HOCAMIZ SAKARYA ARAŞTIRMA HASTANESİ ANA BİLİM DALI BAŞKANI OLARAK GÖREV YAPIYOR)
Kontrole geldiğinde kendisine; " Hocam, doktor el emeği, bıçak parası gibi isimlerle doktorlara ücret ödendiğini duyuyorum, ekonomik durumum yeterince olmasa da gücümün yettiği kadarı ile ödeme yapmak ve sizden helallik almak istiyorum" dediğimde hocamız bana; “ abi sen ne diyorsun? Hiç öyle bir şey olur mu? Ben zaten devletimden yaptığım hizmetin bedelini alıyorum, sen buradan sağlığına kavuşmuş bir birey olarak çık, bize de bir Allah razı olsun de bu bana yeter” sözleri o günkü gibi aklımda, tazeliğini koruyor…
Şimdi bir Hendek devlet hastanesinde yaşadığım birde 6,5 saatlik bir ameliyat sonrasında Sakarya Araştırma Hastanesinde yaşadığımı yazdım. Bundan böyle Hendek Devlet Hastanesine gidecek olan hastalarımızın bir kez daha düşünmelerini isterim.
Bu tür tutum ve davranışlar hastaların hastaneye ve doktorlara güvenini sarsıyor, bu şekilde devlet hastaneleri kar değil zarara uğruyor, şimdiki yönetim bilmeyebilir ancak bu hastane yapılmadan önce ilçe merkezinde bulunan o küçücük hastanede yıllık 35 bin ameliyat yapılmakta ve hastalar olsun hasta yakınları olsun huzur , memnuniyet ve sağlıklı bir şekilde ayrılıyor ve her bir hastaya ilçemiz devlet hastanesini tavsiye ediyorlardı, bununda yetkililerce bilinmesini isterim...