Okul idareci ve öğretmenleri başta olmak üzere okul önünde yaşanan bu üzücü olayın ardından mensubu bulundukları sendika yönetimi Eğitim Bir Sen sendikası olarak basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında bu menfur saldırı kınandı. Basın açıklamasına Türk Eğitim Sen ve Eğitim Bir sendika çalışanları da destek verdiler.
Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı basın açıklamasında yaşananlar kınandı, kanun değişikliği istendi. Sendika temsilcileri yaşanan bu menfur olayın takipçisi olacaklarını söylediler.
Basın açıklaması açıklama sonrası sona erdi.
BASIN AÇIKLAMASI METNİ:
Basın sözcüsü açıklamasında;
“Saygıdeğer Basın Mensupları, Kıymetli Eğitim Çalışanları, Değerli Katılımcılar,
Bugün burada, maalesef “Eğitim de Şiddete Dur Demek”, “Sesimizi Yetkililere Duyurmak”, “Çözüm Bulma İradesini Harekete Geçirmek” için bir araya gelmiş bulunmaktayız.
Toplanma Gündemimiz, maalesef, geçtiğimiz gün ilçemiz Hendek İmam Hatip Ortaokulu’nda yaşadığımız ve biz eğitim çalışanlarını derinden üzen şiddete yine ve yeniden şahit olmamızdır.
Hendek te kendisini veli zanneden kişi ve çete üyesinin, bir eğitim yuvasında, iletişimi ve çözümü şiddette bularak, okul müdürümüzü ve sosyal bilgiler öğretmenimizi okul içinde darp etmeleri tam anlamı ile eşkıyalıktır, vandalizmdir.
SUSMA HAYKIR, ŞİDDETE HAYIR!
Biz eğitim çalışanları olarak, yetkililerden sesimize kulak vermelerini, toplumumuzda giderek artan şiddeti ortadan kaldıracak önlemlerin bir an önce alınmasını, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili bir kanun maddesinin Öğretmenlik Meslek Kanununda mutlaka olmasını istiyoruz.
Teröristlerce katledilen öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın, Necmeddin YILMAZ’ın; öğrencisinin katlettiği Necmeddin Kuyucu öğretmenimizin, ve ülkemizin değişik değişik yerlerinde şiddete maruz kalan daha nicelerinin acıları vicdanlarımızda tazeliğini korumaktayken, eğitim çalışanlarına yapılan şiddete ilişkin yazılı ve sözlü basında ki haberlere bir yenisi de HENDEK’ te eklenmiştir.
Bu şiddet asla kabul edilemez. Kabul edilemez, çünkü aslında kaybettiğimiz, toplum içindeki sevgimiz, saygımız, vicdanımızdır. Aslında kaybettiğimiz geleceğimiz, milli değerlerimizdir.
Hani bu meslek, kutsal bir meslekti. Hani “bir harf öğretenin 40 yıl kölesi” oluyorduk. Hani muasır medeniyetler seviyesine öğretmenlerimizle ulaşacaktık.
Geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitim çalışanlarımıza, öğretmenlerimize şiddet, ülkemize, milletimize, geleceğimize, umutlarımıza ihanet değil de nedir?
ŞİDDETE KARŞI OMUZ OMUZA!
Artık eğitim çalışanlarımıza dönük şiddet olaylarının üstü kapatılmamalı, bu olaylar sadece idari ve adli soruşturmalarla geçiştirilmemeli, yaptırımlar para cezasından ibaret kalmamalıdır.
Eğitim Çalışanlarına dönük şiddetin soruşturulması ciddiyetle yapılmalı, cezalar da, sosyal sonuçları da ağır olmalıdır. Bunlar gerçekleştirilmeden, yasalarla düzenlenme yapılmadan önleyici ve caydırıcı sonuç almak, mümkün değildir.
Bu yasal düzenlemeler yapılmaz ise, bizler daha çok bu üzücü haberleri okuyacak, her defasında hayıflanacak, gelinen ve yaşanan olaylara üzülmeye devam edeceğiz. Biz eğitim çalışanları olarak ne bu tip olayları basında görmek, ne şahit olmak, ne de yaşamak istemiyoruz.
ŞİDDET YASASI, EĞİTİMCİNİN TASASI!
Eğitim Bir Sen olarak, şiddet sorununun kaynaklarını kurutacak çözümlerin mutlaka üretilmesi gerekliliğini her fırsatta dile getirdik, bundan sonra da getirmeye de devam edeceğiz.
Bize göre eğitim çalışanlarının, şiddete karşı yasal güvenceyle korunması gerekmektedir. Toplumsal şiddet olaylarını önlemek adına, bizzat eğitim sisteminin kendisi şiddeti ortadan kaldıran bir araç olmalıdır. Bunun ilk adımı da içinde şiddetle ilgili kanun maddesinin de olacağı, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, ait olduğu mesleğe ve kendine yakışır şekilde güçlendirilmesidir.
EĞİTİMCİYE ŞİDDET, ÜLKEYE İHANET!
Bu vesile ile, söz konusu veli ve çete üyesini kınadığımızı, bu olayın son olmasını temenni ettiğimizi, tekrar eğitim çalışanlarımızın da, toplumumuzun da şiddete bir kez daha şahit olmamasını, Eğitim Bir Sen olarak, her daim eğitim çalışanlarımızın yanında olacağımızı ve bu olayın hem hukuksal hem de idari olarak takipçisi olacağımızı beyan eder, bütün basınımızın değerli temsilcilerine ve tüm katılımcı kardeşlerimize teşekkür ederiz.”
SUSMA HAYKIR, ŞİDDETE HAYIR!
